Bir Netflix Dizisi: Spinning Out

Öncelikle Spinning Out’un tam bir kış dizisi olduğunu söylemeliyiz. Sıcacık kahvenizle, battaniye altında keyifle izleyeceğiniz türden bir atmosferi var. O yüzden ilk önerimiz kendinize güzel bir içecek hazırlamanız ve sonra ekran başına geçmeniz olacak.

Spinning Out Netflix’in orijinal yapımlarından biri ve oldukça sade, berrak bir dizi. Dizide kendinizden, ailenizden ve arkadaşlarınızdan bulabileceğiniz pek çok var. Çünkü dizi yalın bir biçimde insan ilişkilerini anlatıyor, bunu oldukça gerçekçi bir şekilde sunuyor olması da izleyicinin yakınlık kurmasına olanak sağlıyor.

Spinning Out’ta Kendinizi Bulacaksınız

Dizideki tüm karakterlerin hikayelerinin ayrı ayrı iyi işlendiğini söylemek mümkün. Dolayısıyla tüm karakterler aslında bir öneme sahip ve dizi boyunca yalnızca tek bir karaktere odaklanmıyorsunuz. Fakat hikâyenin merkezinde Kaya Scodelario’nun canlandırdığı Katarina Baker’ın yer aldığını söyleyebiliriz.

Hikâye Idaho’da soğuk, şirin ve hemen hemen herkesin birbirini tanıdığı küçük bir kasabada geçiyor. Dizinin ana karakteri olduğunu söyleyebileceğimiz Katarina tıpkı annesi ve kız kardeşi gibi bir buz patencisi. Dizi bize bu üç kadının birbirleriyle olan ilişkilerini ve buz pateninin hayatlarındaki önemini başarılı bir biçimde anlatıyor. Ayrıca dizi bir sporcunun ya da dansçının ne tür psikolojik baskılarla mücadele ettiğini ve tüm bu işlerin aslında ne kadar yıpratıcı bir yanının olduğunu muazzam bir şekilde yansıtıyor. Tüm o hırsı, tutkuyu ve yenilgi korkusunu izleyiciye kesinlikle geçiriyor.

Annelerinin Hayalini Gerçekleştirmek İsteyen Kızlar

Katarina ve kız kardeşi aslında annelerinin hayalini gerçek yapmak için buz patenine anneleri tarafından yönlendirilmişler. Dolayısıyla buz pateni bu üç kadın arasında hem bir çeşit bağ hem de bir çeşit mücadeleye dönüşmüş. Dizi ayrıca bipolar bozukluk konusunu iyi bir şekilde işliyor.

Katarina bir gösteri esnasında geçirdiği büyük kazayı unutamayan ve dolayısıyla kariyerinde gittikçe zorlanan fakat buz patenine oldukça tutkuyla bağlı bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Yaşadığı sakatlık Katerina’yı psikolojik olarak öyle zorluyor ki buz patenini bırakmayı bile düşünüyor. Olaylar aslında tam bu noktada Katarina pes etmek üzereyken aldığı bir teklifle başlıyor. Bu teklif Katarina’ya yeni bir umut veriyor ancak hayatında ilk kez çiftli kaymaya başlamak oldukça zorlayıcı oluyor. Üstelik partnerinin Justin Davis olması işleri daha da karmaşıklaştırıyor.

Tüm bu süreç yalnızca iki karakter üzerinden işlenmiyor, bunun yerine dizi içerisindeki pek çok karakterin özel hayatına ve kişiliklerine değiniliyor. Böylece birçok karakter derinleşmiş oluyor ve dizi tekdüzelikten kurtuluyor.

Size önerimiz Spinning Out’a bir şans vermeniz ve en azından ilk bölümünü izlemeniz yönünde. Özellikle spora ya da dansa ilgiliyseniz dizide kendinizden pek çok şey bulacaksınız. Ayrıca dizinin kimi konularda Natalie Portman’ın baş rolünü oynadığı Black Swan filmiyle bazı ortak noktalara sahip olduğunu belirtmeliyiz. Eğer bu diziyi severseniz ve henüz izlemediyseniz Black Swan’ı mutlaka görmelisiniz. Umarız Spinning Out’un 10 bölümlük ilk sezonu keyifle akar ve size ilham verir.