Samsun Tarihinin Gizemleri
Samsun tarihinde en temele inecek olursak; şehrin MÖ 7. yüzyılda kurulduğu tahmin edilmektedir. İlk olarak Büyük İskender tarafından fethedilen şehir, MÖ 71 senesinde de Romalılar tarafından ele geçirilmiştir. Bizanslılar zamanında da “Amisos” tepesiyle de ünlenen Samsun, 12. yüzyıl döneminde ise bölge içerisinde Anadolu Selçukluları tarafından yönetilmiştir. İsmini bu dönemden alan bu kent, dönem içerisinde sağlanan gelişmeler sonrasında en önemli ticaret merkezleri arasına girmiştir.
Zaman sonra 14. yüzyıl sonlarında Osmanlılar tarafından ele geçirilerek Fatih’in Timur’la mücadelesinden ardından Türkmen beyliği olarak idare altına alınmıştır. Osmanlılar tarafından ele geçirilmeden önce ise Cenevizliler tarafından yakılıp yağmalanmıştır.
Samsun tarihi Kurtuluş Mücadelesi açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. 19 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk’ün şehre ayak basması, tarihi açıdan Samsun’u her zaman ön plana çıkarmaktadır. Yaşanan bu büyük olay, Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı olarak nitelendirilirken, 1923 senesinde ilan edilen Cumhuriyet de bu sayede müjdelenmiştir.
Gömülü Sur Kapılı Samsun Kalesi
Danişment hükmünün geçerli olduğu dönemlerden kalma Samsun Kalesi, 1192 yıllarında inşa edilerek oluşmuştur. Her ne kadar günümüzde adından neredeyse hiç bahsedilmeyen bu tarihi yapı, aslında Samsun tarihinde oldukça önemli bir değere sahiptir. İnşa edildiği dönemlerde kentin ilk camisi olarak ibadete açılmış kale içerisinde pek çok yapılandırma ve restorasyon yapılsa da varlığını ne yazık ki koruyamamıştır. Yıllar sonrasında ise kazı çalışmalarında meydana gelen gömülü sur kapılarının ortaya çıkması halkı büyük ölçüde şaşırtmıştır. Bu kıymetli eser için yakın gelecekte de yeniden inşa işlemi gerçekleştirilecektir. Samsun turizmine oldukça büyük katkısı olan kalenin yeri şimdiki Kuyumcular Çarşısı’nın bulunduğu konumdadır.
Geçmişten Bugüne Samsun Saat Kulesi
II. Abdülhamit’in tahta çıkmasının sonrasında 10. yıl dönümünün üzerine hediye olarak inşa ettirilen saat kulesi, 1886 yılında yapılmaya başlanmış ve 1 yıl içerisinde tamamlanmıştır. Bir yandan Samsun’un simgesi haline gelen bu yapı, Samsun tarihinde önemli değer olarak kabul edilmektedir. Osmanlı kültürünü ve izlerini üzerinde taşıyan saat kulesi tam olarak Saathane Meydanı’nda yer almaktadır.
Özel olarak bulunan ve getirilen Ünye taşları Saat Kulesi yapımında kullanılmak için Belçika kökenli Fransız bir mühendis tarafından kontrol edilerek taş örgü sisteminde kullanılmıştır. 1933 senesinde kulenin saatinde yapılan değişiklik ile mevcut saat daha modern ve elektrikli sistemle çalışan bir duruma getirilmiştir. 1943 senesinde meydana gelen Ladik Depremi sonucunda da büyük hasar gören saat kulesi sökülerek Ladik Belediyesi’ne satılmış ve tekrar 1977 yılında yeni bir saat inşa edilmiştir. Bu saatin de uygun görülmemesi durumunda 2000-2001 yıllarında toplamda 5 ay sürdürülen çalışma içerisinde 30 Ocak 2001 senesinde yeni bir saat kulesi açılışı gerçekleşmiştir.
Saat kulesini neden görmelisiniz? Saat kulesi Samsun için tarihi bir simge olarak anılmaktadır. Bu şehrin merkezi konumunda yer almasından dolayı nadir bulunan bir tarihi eser olmuştur. Bu yüzden listeye tarihi saat kulesini de ekleyerek şehrin geçmişten bugüne gelen sembollerini görebilirsiniz.
Etkileyici Görünümüyle Tarihi Yel Değirmeni
Çırakman Köyü içinde yer alan ve kentte nadir görülen yel değirmeni 1800’lü yıllar içerisinde yaşamlarını sürdüren Rumlar tarafından yaptırılmıştır. Karadeniz içerisinde ilk kez tek taş gövdeli yel değirmeni olarak tarihte adından söz ettirmeyi başarmıştır. Yıllar sonrasında gördüğü hasarların sonucunda Tekkeköy Belediyesi tarafından aslına en uygun şekilde yeniden restore edilen yel değirmeni, 2012 senesinde gerçekleştirilen yenileme çalışmalarının sonrasında yeniden ziyaret noktası haline getirilmiştir.
Neden gitmelisiniz? Çünkü etkileyici görünümü ile harika fotoğraflar eşliğinde Samsun tarihinin izlerini görebileceğiniz yel değirmeni, Karadeniz’de eşi olmayan yel değirmeni olması niteliğiyle de ilgi çeken bir gezi noktasıdır.
Eşsiz Mimarisi ile Fazıl Ahmet Paşa Medresesi
1661 döneminden bu zamana kadar ayakta kalan Fazıl Ahmet Paşa Medresesi, Samsun gezisi sırasında en güzel yerler arasında değerlendirilmektedir. Vezirköprü’de bulunan medrese, mimari yapısından dolayı bir hayli dikkat çekmektedir. Ayrıca tarih kokan yapısıyla da ziyaretçilerini büyüleyebilecek niteliktedir.
1943 yılında meydana gelen büyük deprem esnasında kurşun kaplı çatısı zarar görmüştür. Ancak kiremitle ve bakırla kaplanarak hasar en az seviyeye indirilmiştir. Yapısal olarak 2010 yılında sürdürülen restorasyon çalışmalarından güçlenme ile aynı zamanda Taş Medrese adını almıştır.
Fazıl Ahmet Paşa Medresesi’ne neden gitmelisiniz? 1964 senesinden itibaren günümüze kadar gelen medrese de Fazıl Ahmet Paşa Medresesi’nin çok sayıda Farsça ve Arapça el yazması kitapları bulunmaktadır. Günümüzdeki haliyle kütüphane içerisinde de 13 binin üzerinde eser bulunurken, gezi anında renk katacak olan tarihi yapı yine Samsun tarihini anlayabilmek için görülmesi yerlerin listesinde ger almaktadır.
Tarihin En Can Alıcı Noktalarından Biri: Dündartepe Höyüğü
Samsun, kent merkezine kısa mesafede bulunan Dündartepe Höyüğü, Tunç Çağı’ndan kalma kalıntıları içerisinde bulundurmaktadır. Çanak çömleklere rastlanan höyük buluntuların yanında bir de Kalkolitik ve Hitit dönemlerine ait katmanları da içerisinde bulundurmaktadır. Dikkatleri çeken bu höyük Öksürük Tepe ismi ile de anılırken, tarihçilerin ilgisini çeken en can alıcı noktalardan biri olarak gösterilmektedir. Çoğu zaman gerçekleştirilen kazı araştırmaları sonucunda çıkarılan kalıntılarıyla da dikkat çekmektedir.
Nadir Kalıntılar Arasında Yer Alan İkiztepe Höyüğü
İkiztepe Köyü sınırları içerisinde bulunan İkiztepe Höyüğü, 1971 yılında yapılan kazı çalışmaları sonrasında bulunan nadir kalıntılardan biridir. Samsun tarihini gözler önüne seren bu höyük, toplamda 5 kaya mezarı, 3 mezarlık, bir kale, bir hamam ve bir köprünün yer aldığı İkiztepe Ören Yeri’nin içerisinde yer almaktadır. Üstelik bu son derece büyük olan ören yerinin MÖ 2300-2100 yıllarında mezarlık olarak kullanılmış olduğu öğrenilmiştir. Bu yerler dışında ise bölge içerisinde yapılan kazı çalışmalarında başka kalıntılara da rastlanılmıştır. Burada bulunan eşyalar arasındaki kalıntıların önemli sonuçlar vermesi de ayrı bir değer kazandırmıştır.
İkiztepe Höyüğü’ne neden gitmelisiniz? Mezarlık alanında bulunan 623 adet mezarın tespitinin ardından tarihçiler için fazlasıyla önemli bir nokta olarak görülmüştür. İkiztepe Höyüğü bölgesi böylelikle en çok ziyaret edilen esrarengiz araştırılan bölgeler arasına girmiştir. Höyük içerisinden çıkarılan eserlerden ise Samsun tarihine ışık tuttuğundan, birçoğu günümüzde Bafra Arkeoloji Müzesi içinde sergilenmektedir.
Zengin Medeniyetlerin Yerleşkesi: Lerdüge Tümülüsleri
Samsun tarihi ve tarihi yerleri arasındaki en önemli mekanlardan biri de Lerdüge Tümülüsleri’dir. Havza merkezine yaklaşık 20 kilometre mesafe içerisinde yer alan Lerdüge Köyü, 1946 yılında gerçekleştirilen kazı çalışmaları sayesinde ortaya çıkmıştır. Gerçekleştirilen araştırmaların sonucunda ortaya çıkan Tümülüsler MÖ 1. yüzyıl ile MS 2. yüzyıl arasında kullanılmıştır.
Samsun tarihinden esinlenerek günümüze ışık tutmak için pek çok eserin keşfedildiği bu yerde, sergilenmek maksadıyla bulunan kalıntılar Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne gönderilmiştir. Eski yerleşim yeri olarak konumlandırılmış bu köydeki keşfedilen gizemler sonucu yaşayan medeniyetlerin zenginlikleri de ortaya çıkarılmıştır.
Özel Minber Yapısıyla Bilinen Sivrikese Camii
Samsun tarihi yerleri arasında yer alan Sivrikese Camii, 1903 yılında inşa edilmiş olan bir yapıdır. Havza ilçesinin Sivrikese köyünde bulunan bu tarihi cami, yemyeşil doğal güzelliklerin içerisinde olmasının yanı sıra ayrı bir tarih kokusunu da içerisinde bulundurmaktadır. Etkileyici bir minbere sahip olan caminin, dönemin ünlü mimarlarından Todor Usta’ya yaptırılmış olması da ayrıca bir değer katmaktadır. Yaptıran kişi henüz netleşmese de bu konu üzerinden en belirgin yanıt Ali Osman Ağa isimli dönemin zenginlerinden birinin olduğudur.
Görenlerin hayranlığını üzerine toplayan minberi ise el işçiliğiyle ceviz oyması olarak yapıldığından Samsun tarihinin izlerini üzerinde daha çok taşımaktadır. Caminin inşası esnasında da büyük oranda düzgün olmayan taşlar kullanılması ayrıca bir merak uyandırmaktadır.
Bir yorum yazmaya başla